top of page

Yaşayan Kültür: Özen Kültürü Oluşturmak

  • Writer: Elvan Salman
    Elvan Salman
  • May 14
  • 2 min read

Şirketler kültür ögelerini duvarlara yazıyorlar, ancak kültürü yaşayan bir organizma haline getirmediklerinde, bunlar duvar süsü olmaktan öteye gidemiyor. Sunumlarda yer alan bu kültür ögelerinin yerini ise Mobbing Kültürü alıyor. 


Bu düşünceler zihnimde dönerken kurumları Mobbing Kültürü'nden arındırmak için yapabileceğimiz şeyler üzerine düşünmeye başladım.


Sonucu ise duvarlardaki büyük lafların nasıl yaşatılacağına dair bir yazı dizisi oldu: Yaşayan Kurum Kültürü. İkinci yazımın konusu özen göstermek


#2 Özen Kültürü / Caring Culture İnşa Etmek


✔ İlk günden son güne özen: Mülakat notlarını saklamak


Ekibinize kattığınız kişinin mülakat notlarını saklayın, 5. yılında ya da siz veya o ayrılırken teslim edin. Bu yalnızca o kişiye değil, ekibin kalanına size dair önemli şeyler anlatır. 


İlk iş gününü takvime ekleyip sene-i devriyelerde hatırlatın. 


✔ Nasılsın?


Haftanın başında, o günün ilk online toplantısında karşınızdaki kişinin sizden öte bir durumu olup olmadığını kontrol etmenin en basit yolu "Nasılsın" diye sormak. Bir anda başına dikilip sorular yağdırdığınız kişi, o ana kadar iyiydiyse bile, o sırada odaklanmaya çalışırken düşüyor.


✔ Türkiye parkurunu iyi tanıyın, anlayın


 Memleketimiz, insanlarına yalnızca kendi dertlerine üzülme ‘lüksünü’ vermiyor.


Son 2 yılda yaşadığımız kitlesel travmaları düşünün. Böyle günlerde, öncelikle o olaydan yakını etkilenen var mı, öğrenin. Yoksa dahi, ilk şoku atlatana kadar iş hatırlatmalarını, güncelleme almayı ve hatta çeşitli kutlamaları –hem yüz yüze hem yazılı iletişimde– durdurun.


✔ Pasta kesmekle yetinmeyin, bir de dilek dileyin


Doğum günlerini kutlamalarını kişiye özel ve anlamlı hale getirmek mümkün. Ekibinizdeki veya ofisteki diğer kişilerden, doğum günü çocuğu için dileklerini toplayıp kutlama esnasında okuyun. 


Kurduğu hayallere dair güzel dilekleri duymak herkesi mutlu eder. 


✔ Özür dilemekten korkmayın


Kırıcı olmuş, haksız yere birinin üstüne gitmiş olabilirsiniz. Hepimiz insanız, hata yapabiliriz. Hatanızı fark ettiğinizi üstü kapalı şekillerde hissettirmek yerine, açık açık özür dileyin.


Buraya kadar okuduysanız, her yazıyı bir şarkı ile eşleştiriyorum. Özen Kültürü şarkımız, masum bir sitem: https://lnkd.in/d-2bJ_eS


*****


Elbette bunlara ek olarak, farklı İK politikaları geliştirmek, bütçe ayrılarak daha etkili aksiyonlar almak mümkün ve gerekli. 


Ben toplumsal dönüşümün en küçük yapıtaşı olan bireylerin dönüşümüne odaklanmayı tercih ederek konuyu bireysel aksiyonlarla sınırlı tuttum. 


Siz de sizi mutlu eden özenli bir anı, şirketinizin bu alandaki pratiklerini ya da önerilerinizi paylaşırsanız hep birlikte bir fark yaratma şansımız doğabilir.


Yazının orijinaline LinkedIn’de ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.



Comments


bottom of page