Yaşayan Kültür: Takdir Kültürü Oluşturmak

Şirketler kültür ögelerini duvarlara yazıyorlar, ancak kültürü yaşayan bir organizma haline getirmediklerinde, bunlar duvar süsü olmaktan öteye gidemiyor. Sunumlarda yer alan bu kültür ögelerinin yerini ise Mobbing Kültürü alıyor. 

Bu düşünceler zihnimde dönerken kurumları Mobbing Kültürü'nden arındırmak için yapabileceğimiz şeyler üzerine düşünmeye başladım.

Sonucu ise duvarlardaki büyük lafların nasıl yaşatılacağına dair bir yazı dizisi oldu: Yaşayan Kurum Kültürü. İlk yazımın konusu takdir etmek.

✔ Kişisel markasına katkı sunun.

Önemli projelerle ulusal ve uluslararası ödüle başvuruluyor. Çoğunda bireysel olarak başvurabilecek kategoriler de var. Bu kategorilere başvuruyu teşvik edin. Eğer bir çalışan önemli bir projeye dair şirket hesabını etiketleyerek paylaşım yaptıysa şirket hesabından ‘Sensiz olmazdı’ yazın. 

Ödüller, tanınma sadece şirketler için değildir, asıl kişiler hak eder.

✔ Bazen bir post-it bile yeter.

İş arkadaşlarınıza yazılı notlar bırakın. Yönetici değilseniz de bunu yapın. Yöneticiyseniz, sürekli iletişimde olduğu sizinle sınırlı olmasın. Önemli projelerin ardından bir üstünüzden basit, kişiselleştirilmiş el yazısı teşekkür notları alın.

İletişim ekibinin yazıp C-Level’a imzalattığı A4’ler olmaz. Post-it olsun, el yazısı içten bir mesaj ile gelsin.

✔ Bir saatlik izin, bir haftalık motivasyon.

O gün çok çalıştığını bildiğiniz çalışana, "Hadi bugün erken çık, yoruldun" deyin. Çıkamasam bile bunu duymak beni mutlu ederdi.

'Zaten bizde öyle' demeyin, değildir. Bu konuya eşitlik kültüründe değineceğim.

✔ Teşekkür ederim’i hafife almayın.

Basit, samimi, 1-1 söylenmiş bir “Teşekkür ederim” sık sık tekrarlanması gereken bir söz. Bildiğini sandığınız kişiler bile farkında olmayabilir. Yine yönetici olmaya gerek yok.

Bazen en büyük motivasyon, bir toplantıdaki samimi bir “İyi ki varsın ya!” olabilir.

Slack, Teams ya da Workplace. Hangi mecrayı kullanıyorsanız yalnızca takdir için özel bir alan oluşturun. Yalnızca yöneticiler değil, ekip de birbirini takdir etsin. Bu illa bir şirket projesi olmak zorunda değil. LinkedIn paylaşımını ilham verici bulduğunuz bir kişiyi ansızın o kanalda mutlu edin.

Buraya kadar okuduysanız, her yazıyı bir şarkı ile eşleştireceğim, ilki dinlemenin hiçbir zaman yanlış bir fikir olmadığı o şarkı: https://lnkd.in/dHXnac3d

******

Tüm bunlara ek olarak farklı İK politikaları geliştirilebilir, bütçe ayrılarak bambaşka aksiyonlar alınabilir ancak ben konuyu bireysel aksiyonlarla sınırlı tutmaya çalıştım.

Siz de sizi mutlu eden bir takdir anını, şirketinizin bu alandaki pratiklerini ya da önerilerinizi paylaşırsanız hep birlikte bir fark yaratma şansımız doğabilir.

Yazının orijinaline LinkedIn'de ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz..